Kriz Olumlaması

Kriz Olumlaması
Kriz Olumlaması

Hayat istediğiniz çoğu şeyi size kolayca vermez, hatta bazen hiç vermez. Bazen de hammaddeyi verir ve gerisini sizin halletmenizi ister. Tabii çok şanslı ve genelde işi yolunda giden bir insan da olabilirsiniz. Ancak en iyi ihtimallerde bile hayatınızın yüzde yüz mükemmel olması mümkün değildir. Diyelim ki; paranız var, şanslısınız, sağlıklısınız, mutlusunuz. Yani her şey yolunda. Böyle bir hayatınız olsa bile ayağınız mutlaka taşa takılacaktır, belki büyük, belki küçük… Burada ne demek istiyorum; ister çok şanslı olun ister çölde gezen bahtsız bedevi olun, hayat denen serüveniniz karşınıza çiçekli bahçeler çıkardığı gibi mutlaka taşlı yokuşlar da çıkaracaktır. Çıkmazda olduğunuz bu kriz durumlarında ne yapabilirsiniz, olaylara nasıl başka pencereden bakabilirsiniz bunu düşüneceğiz. Üstelik benim tam da bugün yaşadığım bir olay üzerinden.

Bir önceki yazımda daha düzenli yazacağımı söylemiştim. Bu kadar ara verdiğim için sizden özür diliyorum. Ani bir kararla Giresun’a on dokuz saattik bir yolculuk yapmam gerekti. Çok yakın bir arkadaşımın nedimesiydim. Bir hafta çok yoğun geçti. Asla yazma fırsatı bulamadım, affınıza sığınıyorum…

Konumuza geri dönelim; öncelikle size yaşadığım talihsizlikleri ve kriz aşamasına nasıl geldiğimi anlatacağım. Bir süredir yüksek lisans mülakatlarına hazırlanıyorum. Evime yakın olan iki üniversiteye başvuru yapmaya karar verdim. Biri çok istediğim Trakya Üniversitesi, diğeri ise kendimi sağlama almak için istediğim Namık Kemal Üniversitesi. Namık Kemal Üniversitesi’nin başvurusu daha önceydi ve online olarak yapılması gerekiyordu. Tabii başvurumu yaptım. Trakya Üniversitesi’nin duyurusunu bekliyordum. Çok yakın bir dostumun da Giresun’da düğünü vardı. Gitmeyi çok istiyordum ancak imkansız gibi görünüyordu. Düğüne birkaç gün kala evren bana güzel bir fırsat sundu ve ben apar topar Giresun’a gittim. Bir hafta boyunca hep dostumun yanındaydım. Bu arada Trakya Üniversitesi’nin başvuruları başlamış. Bitmesine dört gün kala, eve döndüğümde öğrendim. İyi hoş da şans mı desem şanssızlık mı, başvuru şahsen ve diploma ile yapılmalıymış. Ben ne mezuniyet belgemi ne de diplomamı almıştım. Hemen Balıkesir’e gider diplomamı alır son günde başvurumu yaparım diye planlar yaparken bir baktım, iki üniversitenin mülakat günü de saati de aynı. Yani ikisinden birini tercih etmek zorundayım. Başladım kara kara düşünmeye. Hangi üniversitede şansımı denemeliydim? Hangisini arkada bıraksam pişman olurdum? Bu bana bir işaret miydi, yoksa kaderimin bir oyunu mu? Neden böyle olmuştu ki? En azından saatler farklı olamaz mıydı?

Düşündüm, araştırdım, sordum, soruşturdum… Sonrasında tüm çöp düşünceleri bir kenara bıraktım, tavsiyeleri toparladım, araştırdıklarımı sorguladım. Gözlerimi kapatıp sakince ölçüp biçmeye başladım. Asla üzülmek gelmedi içimden, sonuç olarak yine iki okuldan biri olacaktı. Tabii şimdi şansım yarıya düşmüştü ama ya bunun bir anlamı varsa ve ben nankörlük yapıyorsam, Allah da evren de iyi elini üzerimden çekmez miydi? Her zaman yapmaya çalıştığım gibi iyi düşünmeliydim. Artıları ve eksileri karşılaştırdım. Sonuç olarak Namık Kemal Üniversitesinde daha fazla şansım olabileceği kanaatine vardım. Kararımı verdim. Oh be! Diğer ihtimal için üzülmeye hiç gerek yoktu. Demek ki hayırlısı buymuş dedim ve arkama yaslandım. Bardağın dolu tarafı tam olarak buydu. Kendi verdiğim kararla mantıklı düşünerek bir adım atmıştım. Ayrıca o stresi de bir defa yaşayacaktım. Bir okuldan diğer okula koşuşturmayacaktım. Açıkçası içimde koca bir umut var. Sanki bundan sonra her şey yolunda gidecekmiş gibi hissediyorum. Sizlerden de dualarınızı bekliyorum.

Demem o ki hayatın size cilve olarak sunduğu kriz anlarından fırsatlar türeterek çıkabilirsiniz. Yani kriz olumlaması yapabilirsiniz. Bir pencere kara bulutlara açılıyorsa, duvarları yıkıp yeni pencereler açmak sizin elinizde. Güneşi görene kadar bunu yapmaya devam edin. En iyi yaşantıya sahip olanlar bile illa ki aksilikle karşılaşır. Hayat bu, ne küsmeli ne şımartmalı. Gel orta yolu bulalım demelisiniz. Gelmiyorsa savaşmalısınız. İyiye, güzele elbet ulaşacaksınız. Ben size bunun garantisini veriyorum. Kötü bir durumda olduğunuzda yapacağınız şey şu; durun, düşünün, eksileri ve artıları saptayın, söylenmek yerine ben şimdi ne yapmalıyım diye düşünün. En iyi ne yapabiliyorsanız onu yapmaya başlayın. Ne pişman olursunuz ne üzülürsünüz. Diğer türlü söylenip, yas tutmaktan başka bir şey yapmazsanız baştan kaybetmiş olursunuz. Benden söylemesi. Bir büyük krizden daha çok yer tutan, minik fırsat toplulukları yaratmanız, en azından çabalamanız, pek tabii olumlu düşünmeniz dileğiyle…

Yorum Gönder

0 Yorumlar