Size de Bir Şey Olur



      Bir karıncayı ezmeden onu öldürdüğünüzü düşündünüz mü hiç? Ağzınızı açmadan birine bağırdığınızı, elinizi kaldırmadan birine vurduğunuzu, hakaret etmeden birini aşağıladığınızı fark ettiniz mi? Hiç birini yapmadınız değil mi, hatta size saçma geldi bunlar ya da okurken biraz rahatsızlık hissettiniz. Saçma geldiyse muhtemelen ortak olduğunuz şiddetin farkında değilsiniz. Biraz olsun rahatsız olduysanız da, siz de üç maymunu oynayanlardansınız.

      Bir şiddete farkında olmadan nasıl ortak olursunuz? Çocuğunuzu yetiştirirken arkadaşına vurmasını doğal karşılayarak şiddet yanlısı bir birey yetiştirmiş olursunuz mesela. Çocukken yapılan her şey masum geldiği için bunu düşünemezsiniz bile. Kardeşiniz, arkadaşınız veya ailenizden her hangi biri karşı cinse ufak da olsa şiddet gösterdiğinde, yakınınızın haklı bir yönünü bulmayı bırakın, aradığınızda dahi o şiddete ortak oluyorsunuz demektir. Şahsen gördüğünüz küçük bir şiddet karşısında, aman canım bu kadardan bir şey olmaz dediğiniz de şiddete ortak olursunuz. Bu bir yerde kendi kendinize şiddet uygulamak olmuyor mu sizce?  Ne kadar şizofrenik geldi değil mi?  Bunu duymak öyle geliyorken yaşarken neden göz yumuyorsunuz? Bir şeyleri fiziksel olarak yapmamak tamamen masum olmayı sağlamıyor ne yazık ki. Karıncayı ezmediniz fakat ezene dur demediniz ya da önemsemediniz. O halde karıncaya dokunmadan onu bir miktar da siz öldürdünüz.

      Farkında olmadan ortak olmak bir yana dursun, kılını kıpırdatmadan bile isteye bunu yapanlar da var. Yazıyı okurken vicdanınızda bir rahatsızlık hissediyorsanız muhtemelen siz de onlardansınız. Peki hem kılınızı kıpırdatmadan hem de bile bile nasıl şiddet göstermiş oldunuz? Ağzınızı açmadınız fakat toplum içinde kadına bağıran bir adama karşı sessiz kaldınız, o kadına adamın sesinden siz de bağırdınız. Parmağınızı kaldırmadınız ancak karısını döven adama engel olmaya çalışmadınız, o kadına bir tokat da siz attınız. Oğlunuz çocukken evde terör estirirken aslan oğlum dediniz, kızınız ‘ama’ dese susturdunuz; kızınız, kardeşiniz eşinden şiddet gördü evine döndü, yuvanı yıkma diyerek geri gönderdiniz; babanız annenizi dövdü anneniz boşanmak istedi ona düşman kesildiniz; bir erkeğin bir kadını tartakladığını gördünüz aman bize bulaşmasın dediniz; bir arkadaşınız partnerinden şiddet gördü, sizden yardım istedi görüşmeyi kestiniz; benim oğlum yapmaz dediniz; kızını dövmeyen dizini döver, kocanın vurduğu yerde güller açar dediniz. Dediniz, yaptınız, ettiniz, ucundan da olsa ortasından da olsa şiddete ortak oldunuz. Katledilen bir kadın için sosyal medyada destek istendi aman başımıza bir şey gelir diye sustunuz. Görmemek için gözünüzü, duymamak için kulağınızı kapattınız. Gözünüzün önünde olduğunda ise şiddete sebep aradınız. Çünkü üç maymunu oynamak her zaman daha kolay geldi. Bizim de hatamız var dememek için kadın haksızdı dediniz. Ortada büyütülecek bir şey yok dediniz. Benim asıl merak ettiğim, tüm bunlardan sonra başınızı yastığa nasıl rahat koydunuz? Siz diye hitap ederken yazıyı okuyan herkesten bahsetmiyorum tabii ki. Zaten siz böyle bir insan değilseniz ne demek istediğimi anlayacaksınızdır.

     Bir can yitip gittikten sonra vah tüh demenin hiçbir anlamı yok. Lütfen çocuklarınızı yetiştirirken daha bilinçli olmaya çalışın. Şiddete tanık olduğunuzda susup oturmayın çareler aramaya başlayın. Şiddeti gören bunu reddetse de siz elinizden geleni yapmış olun. Başkasının yaşadıklarını umursamayıp, bana bir şey olmaz demeyin. Gün gelir size de bir şey olur ve yardım eli ararsınız. Bulur musunuz bilinmez.

      Ellerinizi gözünüze, kulağınıza, ağzınıza değil vicdanınıza koymanız dileğiyle…
     

Yorum Gönder

0 Yorumlar